Kemal Eskenazi ilk fotoğraf çekimine Eyüp’te, can dostu H. Necdet AYDOGAN ile çıktığında yıl 2001 idi. Soğuk kış gününde çektiği fotoğraflar belki de hiç unutamayacağı, belleğinden hiç silinmeyecek karelerdi. Kendisinden sadece 5 yaş genç olan 68 model Canon TX’le çektiği fotoğrafları maalesef hiç kimse göremedi. Zira AYDOGAN makineye film takmayı unutmuştu!
Fotoğraf dünyasında yolculuğa boş bir makineyle çıkan ESKENAZİ’nin fotoğraf konusundaki yeteneğinin keşfedilmesi çok zaman almadı. Çeşitli yarışmalarda ardı ardına aldığı ödüller onu bu konuda daha da heyecanlandırdı. ESKENAZİ’nin çektiği fotoğraflarda estetiğe, sade doğallığa gösterilen özeni fark edersiniz önce. Fotoğraflarında izleyiciyi saran bir mutluluk vardır. Zira o resimlerde asıl yansıtılmak istenen sevgidir. Bir atın yediği arpalara ortak olan güvercinlerde, sabahın erken ışıklarıyla kızıla boyanan ada sokaklarında, bir çiçeğin olağanüstü renk harmonisinde hep sevgi vardır.
Botanika adlı şirketinde doğa ve bahçeyle iç içe yaşama şansını yakalayan ve dolayısıyla sevdiği işi yapan ESKENAZİ, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı- Bolluca Çocuk Köyü gibi kurumlarda sosyal sorumluk projelerini bizzat başlatan ve sürekliliğini sağlayan, Ada’da ağaçlandırma ve temizlik için kolları sıvayan, gençleri, çocukları organize eden “eleştirmek değil değiştirmek için” bir şeyleri bizzat yapması gerektiğine inanan biridir.
Gurur duyduğu İki erkek çocuk ve pırlanta gibi bir eşe sahip ESKENAZİ’yi adada ya da Galata köprüsünde vizörün arkasında adeta başka bir âlemde yakalayabilirsiniz. Muhtemelen başlatmış olduğu ve geleneksel hale getirdiği ADA açık hava sergilerine ya da yakında bir yarışma için fotoğraf üretiyordur. Mutluluğu, renkleri, heyecanı ve hepsinden öte sevgiyi dostlarıyla paylaşmak için…